Pakistan
Pakistan
Giris
Pakistan Islam cografyasinin önemli ülkelerinden biridir. Geçtigimiz ay gerçeklestirilen askeri darbe sebebiyle yeniden gündeme gelip tartisilir oldu. Darbeyle ilgili gelismeleri ve bu konudaki tespitlerimizi "Dünya Gündemi" bölümümüzde verdik. Bununla birlikte Pakistan'in daha yakindan taninmasini saglamak amaciyla bu ayki "Islam Cografyasi" bölümümüzde Pakistan'i tanitmayi uygun gördük.
Pakistan Hakkinda Genel
Resmi adi: Pakistan Islâm Cumhuriyeti
Baskenti: Islâmabad (Nüfusu: 500.000) Diger önemli sehirleri: Karaçi (yaklasik 10 milyon), Lahor (yaklasik 5 milyon), Ravalpindi, Haydarabad, Multan, Pesaver. Yüzölçümü: 879.811 km2. Nüfusu: 155.000.000 (1999 tahmini). Nüfus artis hizi: % 2.9 |
Etnik yapi: Pakistan degisik etnik unsurlarin bir arada yasadigi bir ülkedir. Bunlarin içinde en kalabalik olanlar nüfusun yaklasik % 60'ini olusturan Pencabilerdir. Pencabilerin bir kismi da Hindistan'da yasamaktadir. Hint - Iran dilleri grubuna dahil olan Pencap dilini konusurlar. % 99'a yakini Müslüman ve geneli sünni hanefidir. Onlardan sonra % 11 orana sahip olan Sindliler gelir. Sindlilerin de bir kismi Hindistan'da yasamaktadir. Sindçe konusurlar. % 93'ü Müslüman, onlarin da büyük çogunlugu sünni az bir kismi Ismailidir. Onlardan sonra gelenler % 9 orana sahip Pestunlardir. Onlardan sonra % 6.3 oranindaki Urdu dili konusan halklar gelir. Urduca konusanlar homojen bir etnik unsur degildir. Hindistan ve Banglades'e de yayilmislardir. % 85'i Müslümandir. Onlardan sonra gelen Jatlar % 6 orana sahiptirler. Çogunlugu Hindistan'da yasayan Jatlari Hint Yarimadasi'nin çingeneleri olarak nitelemek mümkündür. Pakistan'dakilerin tamamina yakini Müslümandir. Ardindan % 2.6 orandaki Beluciler gelir. Tamami Müslümandir. Bunlarin disinda kalan etnik unsurlarin hiçbirinin orani % 1'i bulmamaktadir. Bunlarin da belli baslilari sunlardir: Guceratiler, Holar, Kayastanlilar, Kuhistanlilar, Araplar, Farisiler, Hazaralar, Gucarlar, Kesmirliler ve Kizilbaslar.
Dil: Resmi dil Urduca ve Ingilizce'dir. Etnik unsurlarin dilleri de konusulmaktadir.
Din: Resmi din Islâm'dir. Halkin % 97'si Müslümandir. Müslümanlarin % 97.5'i sünni ve sünnilerin de büyük çogunlugu hanefidir. % 1.1'i Caferiye siasi, % 1.1'i de Ismailiyye siasidir. % 0.3 oraninda da Kadiyani vardir. Kadiyaniler Müslümanlardan sayilmakla birlikte bazi düsünceleri Islâm'in temel ilkelerine aykiridir. Bu yüzden ilim adamlarinin çogu onlari Islâm'in disinda görmektedir.
Cografi durumu: Güney Asya ülkelerinden olan Pakistan, kuzeyden Afganistan ve Çin, dogudan Çin, güneyden Hint Okyanusu (Umman Denizi), batidan Iran ile çevrilidir.
Yönetim sekli: Ülke 14 Agustos 1973'te yürürlüge konan anayasayla yönetilmekte ve anayasa ülkedeki rejimi federal Islâm cumhuriyeti olarak tanimlamaktadir. Iki meclisli bir parlamenter sistemi vardir. Birinci meclis 87, ikinci meclis 217 üyeden olusur ve parlamenterler serbest genel seçimlerle belirlenir. BM, IKÖ (Islâm Konferansi Örgütü), Ingiliz Uluslar Toplulugu, Uluslararasi Para Fonu (IMF), Islâm Kalkinma Bankasi gibi uluslararasi örgütlere üyedir.
Siyasi partiler: Pakistan'da 30'dan fazla siyasi parti bulunmaktadir. Basta gelenleri sunlardir:
Pakistan Halk Partisi: Binazir Butto'nun liderligindeki bu parti Bati yanlisi laik bir anlayisi savunmaktadir.
Pakistan Islâmi Cephe Partisi: Ebu'l-Ala el-Mevdudi'nin kurmus oldugu Islâm Cemaati'nin siyasi tesekkülüdür. Genel baskani Kadi Hüseyin Ahmed'dir. (Islâmi Cemaat hakkinda "Islâmi hareket" kismina bkz.)
Islâmi Birlik Partisi: Nevaz Serif'in liderligindeki bu parti liberal ve muhafazakâr bir anlayisa sahiptir.
Islâm Alimleri Cemiyeti: Mevlânâ Fazlurrahman'in liderligindeki bu cemiyet geleneksel bir Islâmi siyasi anlayisa sahiptir.
Muhacir Ulusal Hareketi: Eltâf Hüseyin'in liderligindeki bu parti Pakistan'in kurulusundan sonra Hindistan'dan bu ülkeye göç eden ve kendilerine "muhacirler" denen kitleyi temsil ettigini ileri süren bir olusumdur.
Pakistan Milli Avam Partisi: Han Abdulveli Han'in liderligindeki bu parti sol çizgidedir.
Caferi Fakihi Hareketi: Pakistan'daki Sii cemaati temsil etmektedir.
Idari bölünüs: Bir baskent bölgesiyle 5 eyaletten ve 17 ilden meydana gelir. Eyaletler: Pencab (baskenti: Lahor), Sind (baskenti: Karaçi), Pathanistan (baskenti: Pesaver), Belucistan (baskenti: Keta), Azâd Kesmir (baskenti: Bati Kesmir).
Tarihi: Pakistan'in tarihini Hind yarimadasi tarihi içinde ele almak gerekir. Çünkü Pakistan'in kendine özel bir tarihi yoktur ve tarihte bugünkü Pakistan topraklarina özel olarak kurulan ilk devlet Pakistan'dir. Tarihi kaynaklardan ögrendigimize göre Hint Yarimadasi'na Islâm'i ilk götürenler sufilerle Müslüman tüccarlardir. Hindistan topraklarinin Islâm devleti tarafindan fethi ise 712-714 yillari arasinda Haccaci Zalim olarak bilinen Haccac ibnu Yusuf es-Sakafi'nin gönderdigi Muhammed bin Kasim'in komutasindaki ordular tarafindan gerçeklestirilmistir. Bu fetihten sonra yarimadada Islâm hizla yayilmaya basladi. Müslüman Araplar'in yarimada üzerindeki hâkimiyetleri 300 yil kadar sürdü. 1001 yilinda Gazneli Mahmud'un Pencab hükümdariyla girdigi meydan savasini kazanmasindan sonra yarimada tedrici bir sekilde Türklerin eline geçmeye basladi. Gaznelilerin bölgedeki hâkimiyetleri 1187'ye kadar sürdü. 1187 - 1206 yillari arasinda Hind yarimadasinin büyük bir kismina Guriler hükmettiler. 1206'da Hindistan Memlükleri dönemi basladi ve 1290'a kadar sürdü. 1290 - 1320 yillari arasinda Halaçlar, 1320 - 1414 yillari arasinda da Tugluklar hüküm sürdüler. Tugluklar döneminin devam ettigi sirada 1398'den itibaren Hindistan topraklari Timurogullari'nin saldirilarina maruz kalmaya basladi. Timurogullari ilk saldirilardan itibaren Hindistan'in bir bölümünü ele geçirdiler ve zamanla Tugluklar'i ortadan kaldirarak onlarin topraklarina hükmetmeye basladilar. Timurogullari'nin yönetimi 1858'e kadar sürdü. Ancak bu dönemde Hindistan'in tamamina hükmetmis degillerdir. Ayni dönemde Hindistan'in bazi bölgelerinde daha baska yönetimler hüküm sürmüstür. Timurogullari'nin Hindistan yarimadasindaki hâkimiyetlerinin devam ettigi sirada, 18. yüzyilin sonlarindan itibaren Ingiliz sömürgeciler Hind yarimadasini tehdit etmeye, bazi önemli noktalara saldirilar düzenlemeye basladilar. 1800 yilinda Allahâbâd sehri Ingiliz isgalcilerin eline geçti. Ingilizler 1802'de Agra'yi ele geçirdiler. Daha sonra içerilere dogru iyice girerek yarimadanin tamamina yakinini isgal ettiler. 1857'de isgale karsi çikan halk ayaklanmasi Ingilizler tarafindan siddetle ve pek çok kan akitilarak bastirildi. Ingilizler 1858'de de Timurogullari'nin hâkimiyetine tamamen son verdi ve son Timurogullari sultani Bahadir Sah'i Rangun'a sürgün ettiler. Isgalciler 1857 halk ayaklanmasindaki bütün maddi zararlarinin bilançosunu çikararak tamamini Hindistan halkina ödettirdiler. Ingilizler Hindistan'i isgal ettikten sonra yarimadanin bütün maddi zenginliklerini Ingiltere'ye tasimak amaciyla Dogu Hindistan Sirketi adinda bir sirket kurdular. Bu sirket sadece ticari bir kurulus degildi. Genis idari yetkilere ve imkânlara sahip oldugu gibi bir de ordusu vardi. Ingilizler Hint yarimadasinda en çok Müslümanlari ezmeye çalismislardir. Çünkü isgal ve sömürgeci uygulamalar karsisinda en çok direnenler Müslümanlardi. Ingiliz baskisina karsi Müslümanlar da bagimsizlik yolundaki çabalarini artirdilar. 1906'da kisa adi Muslim League olan Tüm Hindistan Müslümanlari Birligi adli bir örgüt kuruldu. Ünlü Müslüman sair Muhammed Ikbal ile etkili siyaset adami Muhammed Ali Cinnah'in bu birlige katilmasiyla birlik daha da güç kazandi. Muslim League baslangiçta Müslümanlarin Hindularla ayni haklara sahip olmasi için mücadele ediyordu. Ancak zaman içinde Müslümanlarin ayri bir devlet kurmasi fikri güç kazandi ve 1940 Lahor toplantisinda Müslümanlarin çogunlukta oldugu bölgelerde Hindistan'dan ayri bagimsiz bir devlet kurulmasi için çalisilmasi kararlastirildi. Tarihte Hindular tarafindan sürekli horlanan ve Ingiliz isgali döneminde de ikinci sinif vatandas durumuna düsürülen Müslüman kitle bu yöndeki çabalari destekledi ve 14 Agustos 1947'de Hindistan'dan bagimsiz Pakistan devletinin kurulusu ilan edildi. Baslangiçta Banglades de Dogu Pakistan adiyla bu devlete bagliydi. Ancak 1971'de Pakistan'dan ayrildi.
Bagimsizlik sonrasinda ilk cumhurbaskanligina "Büyük önder" diye anilan Muhammed Ali Cinnah getirildi. Onun cumhurbaskanligi 11 Eylül 1948'e kadar sürdü. Ondan sonra 19 Ekim 1951'e Hoca el-Hac Nizamuddin, 6 Ekim 1955'e kadar Gulam Muhammed Han, 28 Ekim 1958'e kadar Iskender Mirza, 25 Mart 1969'a kadar Maresal Muhammed Eyyüb Han, 20 Aralik 1971'e kadar Orgeneral Aga Muhammed Yahya, 14 Agustos 1973'e kadar Zülfikar Ali Butto, 5 Temmuz 1977'ye kadar da Fazlullah Çavdara cumhurbaskanligi yapti. Fazlullah Çavdara'nin cumhurbaskanligi döneminde Zülfikar Ali Butto da basbakanlik görevinde bulundu. 5 Temmuz 1977'de Orgeneral Muhammed Ziyaü'l-Hak bir askeri darbe gerçeklestirerek Butto ve Çavdara yönetimine son verdi. Butto 4 Nisan 1979'da askeri yönetim tarafindan idam edildi. Muhammed Ziyaü'l-Hak, Butto döneminde yürürlükten kaldirilan Islâmi hükümleri yeniden uygulamaya koymak, ülkenin Islâmi kimligini yeniden güçlendirmek ve bütün Pakistan genelinde Islâmi çalismalari artirmak için önemli faaliyetlerde bulundu. Ziyaü'l-Hak'in en önemli hizmeti ise Afganistan'daki Islâmi cihada verdigi destektir. Ziyaü'l-Hak, 17 Agustos 1988'de, uçaginin bir suikast sonucu düsmesi üzerine hayatini kaybetti. Ondan sonra cumhurbaskanligina Gulam Ishak Han getirildi. 16 Kasim 1988'de yapilan genel seçimlerde Zülfikar Ali Butto'nun kizi Binazir Butto'nun liderligindeki Pakistan Halk Partisi 93 üyelik kazanarak birinci parti oldu. Seçimlerden sonra da hükümeti kurma görevi bu partiye verildi. Butto, Muhacir Ulusal Hareketi ve bagimsiz milletvekillerinin destegiyle hükümet kurdu. Butto hükümeti Eylül 1990'da bazi yolsuzluklara karistigi gerekçesiyle cumhurbaskani Gulam Ishak Han tarafindan görevden alindi. Arkasindan 24 Ekim 1990'da gerçeklestirilen seçimlerde Butto'nun partisi sadece 45 üyelik alabildi. Cemaati Islâmiye de içinde olmak üzere Islâmci ve muhafazakâr kesimden birkaç siyasi olusumu temsil eden Islâmi Demokratik Ittifak ise 107 üyelik kazandi. Seçimlerden sonra hükümeti Islâmi Demokratik Ittifak'in lideri Nevaz Serif kurdu. Ancak cumhurbaskani Nevaz Serif hükümetini 18 Nisan 1993'te görevden aldi. Bu tarihten sonra 26 Mayis 1993'e kadar Balah Ser Mezari'nin liderliginde geçici hükümet isbasinda kaldi. Bu tarihte anayasa mahkemesinin karariyla Nevaz Serif hükümeti yeniden isbasina geldi. 16 Temmuz 1993'te cumhurbaskani Gulam Ishak Han ve basbakan Nevaz Serif birlikte istifa ettiler. Bu tarihten sonra Muin Kureysi'nin liderliginde yeni bir geçici hükümet olusturuldu. Cumhurbaskanligina önce geçici olarak Vasim Seccad, 14 Kasim 1993'te de Faruk Ahmed Leghari getirildi. 6 Ekim 1993'te gerçeklestirilen erken genel seçimlerde Pakistan Halk Partisi parlamentoda 86 üyelik kazanarak birinci parti oldu ve bagimsizlarla isbirligi yaparak 19 Ekim 1993'te hükümeti devraldi.
Fakat bayan Butto daha sonra yine yolsuzluklar yüzünden cumhurbaskani tarafindan görevden alindi. Bayan Butto yolsuzluklarin içine öylesine dalmisti ki zaman zaman
kardesi Murtaza Butto'yu bile irtibatli oldugu mafya vasitasiyla öldürterek tasfiye etmisti. Kocasi da bütün resmi ihalelerden yüzde on komisyon seklinde rüsvet aldigindan halk arasinda "yüzde oncu" olarak aniliyordu. Bayan Butto'nun görevden alinmasinda ise Cemaati Islamiye'nin önemli rolü olmustur. Cemaati Islâmiye, bütün bu yolsuzluklara, mafya cinayetlerine ve devlet yönetiminin adeta bir mafya çetesi haline getirilmesine karsi halki harekete geçirmeseydi, insanlari sokaga dökmeseydi belki de cumhurbaskani Faruk Ahmed Leghari bayan Butto'yu görevden alma ihtiyaci duymayacakti. Çünkü Leghari, gelismeleri çok iyi biliyordu ve olan bitenleri Cemaati Islâmiye'nin ileri gelenlerinden önce ögrenme imkânina sahipti. Anayasa kendisine yolsuzluklara karistigi anlasilan bir basbakani görevden alma yetkisi de veriyordu. "Yüzde oncu"nun hanimini görevden aldigindan dolayi halktan herhangi bir tepki görmeyecegini tahmin etmesi de mümkündü. Ama buna ragmen Cemaati Islâmiye'nin harekete geçirdigi kitleler kapisina kadar dayanip kulaklarini patlatircasina seslerini yükseltmeden anayasanin bu konuda kendisine verdigi yetkileri kullanmaya yanasmadi.
Butto'nun görevden uzaklastirilmasindan bir süre sonra, 3 Subat 1997 tarihinde yeniden erken genel seçimler gerçeklestirildi. Seçimlerden Nevaz Serif'in Pakistan Müslüman Birligi (PML) adli partisi zaferle çikarak 217 üyeli parlamentoda 124 sandalye kazandi. Bayan Binazir Butto'nun kazandigi sandalye sayisi ise 15'e düstü. Butto, sonuçlari kabul etmedi ve seçimlere hile karistigini ileri sürdü. Verilen bilgilere göre seçimlere katilim orani oldukça düsüktü. Bu durum Pakistan halkinin siyâsi partilerden fazla bir beklentisinin olmadigini ortaya koyuyordu.
Seçimlerden sonra cumhurbaskani Faruk Ahmed Leghari hükümeti kurma görevini parlamentoda mutlak çogunlugu elde eden Pakistan Müslüman Birligi'nin lideri Nevaz Serif'e verdi. Nevaz Serif de 17 Subat tarihinde basbakanlik görevini devraldi. Son askeri darbeye kadar da görevde kaldi.
Dis problemleri: Pakistan sürekli Hindistan tehdidi altindadir. Hindular baslangiçta Müslümanlarin ayri bir devlet kurmalarina karsi çikiyorlardi. Bu yüzden Pakistan'in kurulmasindan memnun kalmadilar. Günümüzde iki ülke arasindaki meselenin mihverini Kesmir sorunu olusturmaktadir. Kesmir'in bir bölümü Pakistan yönetimindedir ve burasi "Azâd Kesmir (Özgür Kesmir)" olarak adlandirilmaktadir. Ancak önemli bir kismi hâlâ Hindistan isgali altindadir. Hindistan isgali altindaki Kesmir'in de nüfusunun % 80'den fazlasi Müslümandir. BM Kesmir halki arasinda Pakistan veya Hindistan'dan hangisini tercih ettikleri konusunda bir referandum yapilmasini kararlastirdigi halde Hindistan bu karari uygulamadi. Hindistan Kesmir'deki Müslümanlari agir bir zulüm ve iskence ile yönetim altinda tutmaktadir.
Hindistan sahip oldugu nükleer silah gücüyle de Pakistan için bir tehdit olusturmaktadir. ABD, Pakistan'i atom bombasi yapma çalismalarindan dolayi sürekli sikistirirken Hindistan'in ayni yöndeki çalismalarini görmezlikten gelmektedir.
Iç problemleri: Pakistan'in kurulusundan sonra Hindistan'dan göç eden ve kendilerine "muhacir" denen bir grubu yönlendirmek amaciyla ortaya çikan ayrilikçi siyasi hareket ülkede bir iç sorun olusturmaktadir.
Islami Hareket: Pakistan'daki Islâmi cemaatlerin en güçlü olani Cemaati Islâmiyye'dir. Bu cemaatin temelleri daha Pakistan kurulmadan önce, 26 Agustos 1941'de Imam Ebu'l-A'la el-Mevdudi ve 75 arkadasi tarafindan Lahor'da atildi. Cemaat düsünce ve çalisma sistemi yönünden Müslüman Kardesler cemaatine çok yakindir. Ancak bu cemaatin bir kolu degildir. Cemaati Islâmiye'nin Kesmir, Hindistan ve Banglades'te de faaliyetleri vardir. Ilk emiri kurucusu olan Ebu'l-A'la el-Mevdudi'ydi. Onun 1972'de hastaligi dolayisiyla cemaatle ilgilenememesi üzerine emirlige Tufeyl Muhammed seçildi. Onun 1987'de yasliligi ve hastaligi dolayisiyla bu görevi birakmasindan sonra da hâlen bu görevi yürütmekte olan Kadi Hüseyin Ahmed emirlige seçildi. Cemaati Islâmiye'nin amaci Pakistan'a Islâm düzenini hâkim kilmaktir. Egitim faaliyetlerine agirlik vermektedir. 1993 seçimlerinden önce Pakistan Islâmi Cephe Partisi adiyla bir siyasi parti de kurarak seçime katildi. Ancak seçim sonuçlari cemaatin halk tabanina kendini yeterince tanitamamis oldugunu ortaya çikardi. 1997 seçimlerinden elde ettigi sonuç 1993 seçimlerine nispetle daha iyiydi. Üniversite gençligi arasinda ise güçlüdür. Cemaate bagli Pakistan Müslüman Ögrenciler Birligi ülkenin en güçlü ögrenci örgütüdür.
Halk içinde Cemaati Islâmiye'den sonra en genis destege sahip olan Islâmi grup Teblig Cemaati'dir. Bu cemaat üniversite gençligi arasinda etkili olmasa da halk arasinda daha genis bir destege sahiptir. Teblig Cemaati'nin en önemli özelligi sünnete agirlik vermesi ve siyasi faaliyetlerden uzak durmasidir. Pakistan'da oy kullanma oraninin düsük olmasinda bu cemaatin etkisi büyüktür. Teblig cemaatinin taraftarlarini siyasetten uzak durmaya ve oy vermemeye yöneltmesi 1993 seçimlerinde Binazir Butto'nun çok isine yaramistir.
Ekonomi: Ingilizler isgal dönemlerinde Müslümanlarin yogun olarak yasadigi bugünkü Pakistan topraklarini ihmal ettiklerinden Pakistan kurulusundan sonra ekonomik gelismesini bir bakima sifirdan baslatti. Bugünkü Pakistan'in ekonomisi büyük ölçüde tarim ve hayvanciliga dayanir. Bu sektörlerden elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasiladaki payi % 23'tür ve çalisan nüfusun % 44.5'i bu alanlarda is görmektedir. Basta gelen tarim ürünleri pirinç, tahil, jüt, çay, kauçuk ve çesitli meyve ve sebzelerdir. Tarim alanlari genellikle akarsu yataklarinda oldugundan sulu tarim yaygindir. Devlet de sulama teknolojisine agirlik vermektedir. Balikçilik da yaygindir. Pakistan'da az miktarda petrol ve önemli miktarda dogal gaz çikarilmaktadir. Yerel kaynaklardan elde edilen gelirlerin gayri safi yurtiçi hasiladaki payi % 1'dir.